Yapay Sinir Ağlarına Giriş
YAPAY SİNİR AĞLARINA GİRİŞ
Yapay Sinir Ağları
Yapay sinir ağları
(YSA), insan beyninin bilgi işleme tekniğinden esinlenerek geliştirilmiş bir
bilgi işlem teknolojisidir. YSA ile basit biyolojik sinir sisteminin çalışma
şekli taklit edilir. Taklit edilen sinir hücreleri nöronlar içerirler ve bu
nöronlar çeşitli şekillerde birbirlerine bağlanarak ağı oluştururlar. Bu ağlar
öğrenme, hafızaya alma ve veriler arasındaki ilişkiyi ortaya çıkarma
kapasitesine sahiptirler. Diğer bir ifadeyle, YSA’ lar normalde bir insanın
düşünme ve gözlemlemeye yönelik doğal yeteneklerini gerektiren problemlere
çözüm üretmektedir. Bir insanın, düşünme ve gözleme yeteneklerini gerektiren
problemlere yönelik çözümler üretebilmesinin temel sebebi ise insan beyninin ve
dolayısıyla insanın sahip olduğu yaşayarak veya deneyerek öğrenme yeteneğidir.
YSA’ lar ağırlıklandırılmış şekilde birbirlerine bağlanmış birçok işlem
biriminden oluşan matematiksel sistemlerdir. Bir işlem birimi, diğer
nöronlardan sinyalleri alır; bunları birleştirir, dönüştürür ve sayısal bir
sonuç ortaya çıkarır. Genelde, işlem birimler kabaca gerçek nöronlara karşılık
gelirler ve bir ağ içinde birbirlerine bağlanırlar; bu yapı da sinir ağlarını
oluşturmaktadır. Çoğu YSA’ da, benzer karakteristiğe sahip nöronlar tabakalar
halinde yapılandırılırlar ve transfer fonksiyonları eş zamanlı olarak
çalıştırırlar. Hemen hemen tüm ağlar, veri alan nöronlara ve çıktı üreten
nöronlara sahiptirler.
Yapay sinir ağlarının tüm ağ modellerine göre
özelliklerini aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.
- Öğrenme işlemlerini örneklerle gerçekleştirirler.
- Kendi kendine öğrenebilme yetenekleri de vardır.
- Makine öğrenmesi gerçekleştirirler.
- Çalıştırılmadan önce eğitilmeleri gerekmektedir.
- Bilgileri saklama özellikleri vardır.
- Hataya karşı duyarlıdırlar, eksik bilgilerle de çalışabilirler.
- Ayrıca belirsiz bilgileri de işleyebilirler.
- Algılama içeren olaylarda kullanılabilirler.
- Doğrusal değillerdir.
YAPAY SİNİR AĞLARININ KULLANIM ALANLARI
Yapay sinir ağları geniş kullanım alanına sahiptir.
Güvenlik, otomotiv, bankacılık, sağlık gibi alanlarda kullanılmaktadır. Geniş
olarak bakacak olursak;
·
Otomotiv sektöründe;
·
Bankacılıkta;
·
Yapay sinir ağları uzay
sanayisinde;
·
Elektrik alanında;
·
Finans alanında;
·
Sağlık alanında;
·
Askeri alanda;
·
Endüstri alanında;
·
Üretim alanında;
·
Eğlence alanında;
·
Robotik uygulamalarda;
·
Sigortacılık alanında;
·
Petrokimya alanında
Yapay
Sinir Ağlarının Avantaj ve Dezavantajları
Avantajları:
·
Yapay sinir ağları önceki deneyimlerden
öğrenebilir, bir kez eğitildiklerinde yeni bir veri kümesine hemen cevap
verebilir. Bir örnekten hareket ederek diğer örnekleri açıklayabilir.
·
Yapay sinir ağları matematiksel modele ihtiyaç
duymaz. Yapay sinir ağı yazınında verilerin yapay sinir ağının eğitiminde
kullanılması için gerekli bir varsayıma rastlanmamıştır.
·
Geleneksel bilgisayar sistemleri, sistemde
oluşacak hatalara karşı çok hassastır. Sistemde meydana gelebilecek en ufak bir
hata, sonuca ulaşmama ya da sonuçlarda büyük hataya yol açabilmektedir. Ancak
yapay sinir ağlarının bir veya birkaç nöronunun zarar görmesi sistemi
geleneksel bilgi işlem teknolojilerinde olduğu kadar etkilemez.
·
Ağ
ağırlık katsayısı ve yapısı gibi kendi parametreleri değiştiğinde somut bir
problemin çözümü için kendini adapte edebilme özelliğine sahiptir.
·
Ağlar doğrusal değildir. Bu nedenle karmaşık
problemleri doğrusal tekniklerden daha doğru çözebilirler. Doğrusal olmayan
davranışlar hissedilir, algılanır ve bilinebilir. Ancak, bu problemleri ve
davranışları matematiksel olarak çözmek zordur.
Dezavantajları:
·
Sistem içerisinde ne olduğu bilinemez. Bu
sebeple bazı durumlarda ağların verdiği sonuçları değerlendirmek zor olabilir.
·
Bir problemin çözümünde çok uygun bir çözüm
bulamayabilirler ya da hata yapabilirler. Bunun sebebi, ağı eğitecek bir
fonksiyonun bulunmamasıdır. Bazı durumlarda fonksiyon bulunsa bile yeterli veri
bulunamayabilir.
·
Eğitilmek için uzun bir zamana ihtiyaç duyarlar
ve bundan dolayı zaman ve para maliyeti yüksektir.
·
Farklı sistemlere uyarlanması zor olabilir.
·
Ağın kalitesi ve kapasitesi, uygulamadaki hızı
ile orantılıdır. Öyle ki, düğümlerin sayısındaki artış bile zamanın çok daha
artmasına sebep olabilir.
Danışmanlı Öğrenme
Danışmanlı öğrenme
sırasında ağa verilen giriş değerleri için çıktı değerleri de verilir. Ağ
verilen girdiler için istenen çıkışları oluşturabilmek için kendi ağırlıklarını
günceller. Ağın çıktıları ile beklenen çıktılar arasındaki hata hesaplanarak
ağın yeni ağırlıkları bu hata payına göre düzenlenir. Hata payı hesaplanırken
ağın bütün çıktıları ile beklenen çıktıları arasındaki fark hesaplanır ve bu
farka göre her hücreye düşen hata payı bulunur. Daha sonra her hücrenin kendine
gelen ağırlıkları günceller.
Danışmansız Öğrenme
Danışmansız öğrenmede ağa öğrenme sırasında sadece örnek
girdiler verilmektedir. Herhangi bir beklenen çıktı bilgisi verilmez. Girişte
verilen bilgilere göre ağ her bir örneği kendi arasında sınıflandıracak şekilde
kendi kurallarını oluşturur. Ağ bağlantı ağırlıklarını aynı özellikte olan
dokuları ayırabilecek şekilde düzenleyerek öğrenme işlemini tamamlar.
Geri Yayılım Algoritması
Geri yayılım algoritması, basitliği ve
uygulamadaki görüş açısı gibi başarılarından dolayı ağ eğitimi için en popüler
algoritmalardan biridir. Bu algoritma; hataları geriye doğru çıkıştan girişe
azaltmaya çalışmasından dolayı geri yayılım ismini almıştır. Geri yayılmalı
öğrenme kuralı ağ çıkışındaki mevcut hata düzeyine göre her bir tabakadaki
ağırlıkları yeniden hesaplamak için kullanılmaktadır. Bir geri yayılımlı ağ
modelinde giriş, gizli ve çıkış olmak üzere 3 katman bulunmakla birlikte,
problemin özelliklerine göre gizli katman sayısını artırabilmek mümkündür. Geri
yayılım çok katmanlı ağlarda kullanılan delta kuralı için genelleştirilmiş bir
algoritmadır. Bu algoritma çok katlı ağlarda hesap işlerini öğrenmede
kullanılabilmektedir. Geri yayılım ağında hatalar, ileri besleme aktarım
işlevinin türevi tarafından, ileri besleme mekanizması içinde kullanılan aynı
bağlantılar aracılığıyla, geriye doğru yayılmaktadır. Öğrenme işlemi, bu ağda
basit çift yönlü hafıza birleştirmeye dayanmaktadır.
Kendi Kendini
Düzenleyen Haritalar
Kohonen,
SOM (Kendi Kendini Düzenleyen Haritalar) algoritmasını ilk olarak rasgele
boyuttaki bir giriş sinyalini daha düşük (bir ya da iki) boyutlu ayrık
gösterimli topolojik komşular halinde temsil etmek amacıyla geliştirmiştir. F:X®A gösterimi, X giriş uzayını, A ayrık çıkış uzayına dönüştüren SOM
haritasını (F) temsil etsin. SOM haritası F, Kohonen ’in kendi ifadesiyle “Bilginin yapı
yoğunluğuna yaklaşmak üzere, X giriş sinyal uzayına uydurulmuş, A, noktaların
elastik ağı” dır. A uzayına ait her olasılık elemanı (iÎA) bir referans vektör (wi) ile indekslenir.
SOM algoritmasının yürütülmesinin sonunda bu olasılık elemanları x giriş
vektörünü temsil eden kümelere ait hücreler olacaktırlar. X giriş sinyaline SOM
algoritmasının tepkisi hangi hücrenin kazandığına karar verilmesiyle başlar. ° notasyonu kazanan hücreyi ve A ise A
uzayındaki nokta sayısını belirtmek üzere, kazanan hücrenin belirlenmesi şu
kritere göre yapılmaktadır:
i° = min dist w -
x i=1,...A
Giriş sinyali olan x vektörü ile A uzayındaki tüm
hücreler arasındaki mesafe, Öklid Mesafesi gibi bir uzaklık hesabıyla
hesaplanır ve bu hesaplama sonucunda en yakın mesafedeki wi hücresi yarışmayı
kazanan hücre olur (i°).
Bu bakış açısıyla, wi referans vektörlerinin ağırlık vektörlerine
dönüştürülmesi ile SOM bir vektör nicemleyici olarak ta görev yapabilmektedir.
SOM ’un amacının yüksek yoğunluklu bilgi olması sebebiyle, A uzayındaki
hücrelerin X uzayı ile uyuşacak şekilde yakınsaması gerekmektedir. En yakın
mesafedeki uyum için ise uygun bir öğrenme kuralı gerekmektedir. Burada görülen
öğrenme kuralı Kohonen tarafından önerilen Yarışmacı Öğrenme Kuralının en genel
halidir. h(n)
katsayısı öğrenme oranıdır ve sabit bir sayı veya gelen örneğin indisine göre
değişen bir katsayı şeklinde de olabilmektedir. Kohonen öğrenme kuralı ile
diğer yarışmacı öğrenme kurallarının arasındaki fark Kohonen öğrenmesinin
ağırlık katsayılarını değiştirme şeklidir. Kohonen öğrenme kuralında kazanan
hücre ile birlikte diğer hücrelerinde bir kısmının veya hepsinin ağırlık
katsayılarının güncellenmesi belli bir kurala bağlanabilmektedir.
Yapay Sinir Ağlarının Mimarisi ve
Yapı Elemanları
Yapay sinir ağları biyolojik sinir ağlarının modellemesi olduğu için yapay sinir ağlarının çalışmasını anlayabilmek için öncelikle biyolojik sinir sisteminin yapısına bakmak gerekir. Biyolojik sinir sisteminin yapı taşı olan sinir hücreleri nöronlar, yapay sinir ağlarının da yapı taşıdır.
Yapay sinir ağları biyolojik sinir ağlarının modellemesi olduğu için yapay sinir ağlarının çalışmasını anlayabilmek için öncelikle biyolojik sinir sisteminin yapısına bakmak gerekir. Biyolojik sinir sisteminin yapı taşı olan sinir hücreleri nöronlar, yapay sinir ağlarının da yapı taşıdır.
Yapay Sinir Ağının
Uygulamaları
Yapay zekâ biliminin araştırma alanlarından biri olan Yapay Sinir
Ağları (YSA), bilgisayarların öğrenmesine yönelik çalışmaları kapsamaktadır.
Günümüzde bilgisayarlar ve bilgisayar sistemleri yaşamımızın vazgeçilmez bir
parçası haline gelmiştir. Hemen hemen her alanda bilgisayardan
faydalanılmaktadır. Bilgisayarlar, geçmiş yıllarda sadece hesap yapabilirken ya
da veri transferleri gerçekleştirirken zaman içerisinde büyük miktardaki verileri
özetleyen ve bu verileri kullanarak olaylar hakkında yorumlar yapabilen özellik
kazanmıştır. Günümüzde ise bilgisayarlar hem olaylar hakkında karar
verebilmekte hem de olaylar arasındaki ilişkiyi öğrenebilmektedir. Matematiksel
olarak formülasyonu kurulamayan ve çözülmesi mümkün olmayan problemler de
bilgisayarlar tarafından çözülebilmektedir Yapay sinir ağının genel bir
tanımının yapılması gerekirse; yapay sinir ağı, insan beyninin çalışma ve
düşünebilme yeteneğinden yola çıkılarak oluşturulmuş bir bilgi işlem
teknolojisidir. Yapay sinir ağları, bir başka deyişle, biyolojik sinir ağlarını
taklit eden bilgisayar programlarıdır. YSA ‘ların öğrenme özelliği sayesinde
geleneksel teknikler için çok karmaşık kalan problemlere çözüm
sağlayabilmektedirler. Yine öğrenme yeteneği sayesinde, bilinen örnekleri
kullanarak daha önce karşılaşılmamış durumlarda genelleme yapabilmektedir.
Yorumlar
Yorum Gönder