PIC Basic Pro, Micro Engineering Labs firması
tarafından PIC mikrodenetleyicileri için geliştirilmiştir ve BASIC
programlama dilinin kolay öğrenilebilme özelliğinden dolayı dünyanın en
çok kullanılan programlama dillerinden biridir. PIC Basic Pro
programlama dilini kullanabilmeniz için algoritma, akış diyagramı
oluşturmayı ve QBASIC ile basit programlar yazmayı bilmeniz yeterlidir.
Daha önce PICassembly ile programlama yapmış olanlar PIC Basic Pro'nun
kullanımının ne kadar kolay olduğunu göreceklerdir. PIC Basic Pro
derleyici program kodlarını Assembly dili programlarıyla karışık
kullanmak da mümkündür. Özellikle bir işlemi daha hızlı çalıştırmak,
program belleğinde daha az yer tutmak ya da PIC Basic derleyicilerinin
yapabildiğinden daha farklı bir işlem için program içinde Assembly
kodlarını kullanmak gerekebilir.
DERLEYİCİLER
AKIŞ
ŞEMALARI
Akış şeması algoritmaları ve işlemleri birbirine oklarla bağlı değişik
tiplerdeki kutular içerisinde gösteren yaygın bir şema tipidir. Akış şemaları çeşitli
alanlardaki işlem ve uygulamaların yönetilmesi, belgelendirilmesi,
tasarlanması ve çözümlenmesinde kullanılır.
KOŞULLU
DALLANMA
Dallanma bir
bilgisayar programında denetim akışının değiştiği noktadır. Dallanma
terimi genellikle makine kodu ya da çevirici dil programlarındaki atlama
komutları için kullanılır. Üst düzey dillerde dallanma noktaları
genellikle "if-else", "while", "for" gibi
döngü yapılarında ya da işlevlerin çağrılması durumunda ortaya çıkan
koşul önermelerinde kullanılır. Üst düzey dillerdeki bu tür kod parçaları
derlendiğinde alt düzeyde dallanma buyruklarına dönüşür.
DÖNGÜLER
Programlamada en çok kullanılan özelliklerden biri
de döngülerdir. Döngüler aracılığı ile belli şartlar gerçekleşinceye
kadar veya gerçekleştikçe bir komut parçasını çalıştırmak mümkündür. Bir
programda bir komut parçasının belli koşullar gerçekleştikçe veya
gerçekleşinceye kadar defalarca icra etmesi gerekebilir. Bu defalarca
çalışmayı sağlayan komutlara döngü yapıları denir. Döngü deyimleri, bir
kümenin belli bir koşul altında tekrar edilmesi için kullanılır. Döngü
deyimleri, bir işlemi yerine getiren kod kümesinin belli bir koşul
altında tekrar edilmesi için kullanılır.
BİLGİSAYAR
DONANIMI
Bilgisayar donanımı, bir bilgisayarı oluşturan
fiziksel parçaların genel adıdır. Bu parçalar, kişisel bilgisayarlar,
otomobiller, çamaşır makinesi ve benzeri elektrikli ev eşyaları veya
çeşitli sanayi uygulamaları gibi birçok alanda kullanılır. Donanımı iç ve
dış olarak ikiye ayrılırlar:
Dış Donanım (Harici Donanım): Bağımsız kasa, kutu
veya kılıf içinde bulunan bilgisayar kasası içinde yer almayan
donanımlardır. Bunlar kamera, USB girişi, Bluetooth, kızılötesi,
tarayıcı, yazıcı ve benzeridir.
İç Donanım (Dâhili Donanım): Bir donanım parçası,
başka bir donanım parçası içine yerleştiriliyorsa böyle adlandırılır.
Kasa içinde bulunan donanımlar dâhili donanım olarak adlandırılır.
MERKEZİ
İŞLEM BİRİMİ
Merkezi İşlem Birimi, bir bilgisayarın en önemli
parçalarından biridir. Çalıştırılmakta olan yazılımın içinde bulunan
komutları işler. İşlemci terimi genelde MİB için kullanılır. Mikroişlemci
ise tek bir yonga içine yerleştirilmiş bir MİB ’dir. Genelde, günümüzde MİB
’ler mikroişlemci şeklindedir. Merkezi işlem birimi veya sabitçe işlemci,
bilgisayarların veri işleyen ve yazılım komutlarını gerçekleştiren
bölümüdür. İşlemciler, ana depolama ve giriş/çıkış işlemleri ile birlikte
bilgisayarların en gerekli parçaları arasında yer alır. Mikroişlemciler
ise tek bir yonga içine yerleştirilmiş bir merkezi işlem birimidir.
Merkezi işlem birimi aritmetik ve mantıksal işlem yapma yeteneğine
sahiptir. Giriş ve çıkış birimleri arasında verilen yazılım ile uygum
çalışmayı sağlar. MİB, makine dili denilen düşük seviyeli kodlama sistemi
ile çalışır; bu kodlama bilgisayarın algılayabileceği işlem kodlarından
oluşur. Bir mikroişlemcinin algılayabileceği kodların tamamına o
işlemcinin komut kümesi denir.
RAM
Rastgele erişimli hafıza mikro işlemcili
sistemlerde kullanılan bir tür veri deposudur. Buna karşın diğer hafıza
aygıtları saklama ortamındaki verilere önceden belirlenen bir sırada
ulaşabilmektedir. Bir RAM yongasında herhangi farklı iki veriye ulaşmak
için aşağı yukarı aynı süre harcanmaktadır. Buna karşılık disk ve
benzerleri okunan verinin başı bulunan noktaya yakınsa az zaman, uzaksa
çok zaman harcamakta ve baş konumu sürekli yer değiştirmektedir. RAM,
genellikle bilgisayardaki ana hafıza ya da birincil depo; yükleme, gösterme,
uygulamaları yönlendirme ve veri için çalışma alanı olarak düşünülür. Bu
tip RAM genelde tümleşik devre biçimindedir. Yaygın olarak hafıza çubuğu
veya RAM çubuğu isimleriyle anılır çünkü devre kartı üzerine, küçük
devreler halinde, plastik paketleme yardımıyla birkaç sakız paketi
boyutundadır. Çoğu kişisel bilgisayarda RAM eklemek veya değiştirmek için
yuva bulunur. Çoğu RAM hem yazılıp hem okunabilir. Bu yüzden RAM sık sık
“okunan-yazılan hafıza” ismiyle yer değiştirmiştir. Bu bağlamda RAM,
ROM’un tersi, daha doğrusu sıralı ulaşılabilir hafızanın tersi olarak
kabul edilir. RAM hafıza genelde (2²) byte şeklinde paketlenmiş olarak
piyasada bulunur.
RAM
ÇEŞİTLERİ
DRAM
Ekonomik nedenlerden dolayı, kişisel
bilgisayarlarda, iş istasyonlarında, kontrol edilemeyen oyun
konsollarında geniş hafızalar dinamik RAM ’lerden oluşur. Bilgisayarın
diğer kısımları zula hafıza (ön hafıza) ve disklerdeki veri tamponları
statik RAM kullanır. Dinamik rastgele erişimli hafıza (DRAM) tümleşik
devrelerin plastik ambalaja metal iğnecikler ile bağlanıp, sinyaller ile
kontrol edilecek biçimde üretilir. Dinamik denmesinin nedeni enerjiyi
saklamak için saniyede yüz defaya yakın içinde bulunan kondansatörlerin
yüklenmesi gerekir. Günümüzde bu DRAM ’ler kolay kullanım için rahat
takılacak modüllerden oluşur.
SRAM
Her hücre için altı adeta varan transistör
kullanılır. Bu tip RAM ’lerde bilgiler yüklendikten sonra sabit kalır.
Sürekli enerji tazelemesi gerekmemektedir. SRAM (statik RAM), DRAM ’den
daha hızlı ve daha güvenilirdir ama onun kadar yaygın değildir. SRAM
’lerin üretim maliyetlerinin DRAM ’lerinkine oranla çok daha yüksektir.
ECC
Bilindiği gibi bilgisayardaki bilgiler 1 ve
0’lardan oluşmaktadır. Bu değerler bazen ortam hataları, elektronik
parazitler veya kötü bağlantılar gibi sebeplerden değişebilmektedir.
Mesela 1 değeri 0’a dönüşebilir. Bu durum karşısında hatayı düzeltmek
için ECC parite biti kullanılır.
SAYI
SİSTEMLERİ
İKİLİ SAYI
SİSTEMİ
Bilgisayarlar elektrik devrelerden oluştuğundan
ikili sayı sistemini kullanırlar. Bütün bu işlemler aşağıda gösterilen 2
adet rakam ile gerçekleştirilir: 1 ve 0. Bu rakamlar elektronik
devrelerde 0 için yanlış, 1 için doğru anlamına gelir.
ONALTILI
SAYI SİSTEMİ
Bu sayı sisteminde aşağıda gösterilen 16 adet ifade
kullanılır. Diğer sayı sistemlerinden farkı yanı sıra harf
kullanılmasıdır. Bilgisayarda ikili sistem sayılarının daha pratik ve
kısa bir şekilde kullanılması için tercih edilir:
0, 1, 2, 3,
4, 5, 6, 7, 8, 9, A, B, C, D, E, F
C DİLİ GENEL
YAPISI
C programlama dili, geniş amaçlı, orta seviyeli,
yapısal bir programlama dilidir. C, temelde iki eski dile dayanır: BCPL
ve B. BCPL, 1967 yılında Martin Richards tarafından işletim sistemleri ve
derleyiciler yazmak için geliştirilmiştir. C programlama dili 1972
yılında Bell Laboratuvarlarında Dennis Ritchie tarafından
geliştirilmiştir. C programlama dili, UNIX işletim sisteminin kodlama ve
geliştirilmesinde kullanılarak popülerliğini arttırmıştır. 1970’lerin
sonunda C, şu anda geleneksel C olarak bilinen haline geldi.
DEĞİŞKENLER
Değişken, program içinde kullanılan değerlere
bellek üzerinde açılan alanlardır. Bu alanlar bir değişken ismi ile
anılır. Değişken isimlendirilmeleri, tanımlayıcı kurallarına uygun
biçimde yapılmalıdır. C’de tüm değişkenler kullanılmadan önce programa
bildirilmelidir. Bu bildirim esnasında, değişkenin veri türü belirlenir.
DİZİLER
Diziler, veri yapısı türlerinden bir tanesidir (Array,
Struct, Pointer, Class…). İçerisinde birden fazla, aynı tip ve isimdeki
veriyi bellekte depolayabilen değişkenlere dizi denir.
1 BOYUTLU
DİZİLER
Dizi üzerindeki elemanların her biri bellekte başlı
başına bir yer işgal eder. İstenilen elemana ulaşmak için dizinin ismi be
kaçıncı elemanı olduğu belirtilir. Eleman sırasına dizinin indisi denir.
Ve “[ ]” içinde belirtilir. Tek boyutlu dizilerde ilk değer ataması
yaparken, eleman sayısından az değer girerseniz, kalan değerler 0 olarak
kabul edilir.
2 BOYUTLU
DİZİLER
Bir dizinin elemanlarının her birinin başka bir
dizi olduğu yapılara çok boyutlu dizi adı verilir. İki boyutlu diziler
matematikteki matris yapısına ya da daha kolay anlamak için bir tablo
yapısına benzetilebilir. 2 boyutlu bir diziyi fonksiyona parametre
göndermek, tek boyutlu diziyi göndermekten farklı sayılmaz. Tek farkı
dizinin iki boyutlu olduğunu belirtmeniz ve ikinci boyutun elemanını
mutlaka yazmamızdır.
3 BOYUTLU
DİZİLER
Belirlediğimiz sayıda değişkeni bir sıra içinde
tutmamız, diziler sayesinde gerçekleşir. Dizileri tek boyutlu olmak
zorunda değildir. İstediğimiz boyutta tanımlayabiliriz. Çok boyutlu
dizilerde ilk değer atama, tek boyutlu dizilerdekiyle aynıdır. Girdiğiniz
değerler sırasıyla hücrelere atanır. Bunun nedeni de basittir.
Bilgisayar, çok boyutlu dizileri sizin gibi düşünmez; dizi elemanlarını
hafızada arka arkaya bellek hücreleri olarak değerlendirir. Çok boyutlu
dizilerde ilk değer atama yapacaksanız, değerleri kümelendirmek iyi bir
yöntemdir, karmaşıklığı önler. Olması gerektiği sayıda eleman ya da grup
girilmezse, bu değerlerin hepsi 0 olarak kabul edilir.
İF DEYİMİ
İF oluşumu, PHP olmak üzere birçok programlama
dilindeki en önemli yapı taşlarından biri olup kod bölümlerinin koşullu
olarak çalıştırılabilmelerini sağlar. PHP, C dilindekine benzer bir İF
yapısı sunar.
ELSE DEYİMİ
Çoğu zaman belli bir koşula sağlandığında bir
deyimin, o koşul sağlanmadığında başka bir deyimin çalıştırılmasını
isteyeceksiniz. Bunun için else kullanılmaktadır. Else, bir if deyimini
false döndürdüğü takdirde bir deyim çalıştırmak üzere genişletir. Else
deyimi yalnızca if deyiminin false döndürdüğü durumda çalıştırılacaktır.
ELSE-İF
DEYİMİ
ELSE-İF, isminden de anlaşılacağı gibi, if ve else
deyimlerinin bir araya gelmesiyle oluşur. Else gibi, orijinal if
ifadesinin FALSE döndürdüğü durumda farklı bir deyimin çalıştırılması
için kullanılır. Ancak, else ’den farklı olarak, ilgili deyimi sadece
kendisine ait koşullu ifade TRUE değerini döndürdüğü takdirde
çalıştıracaktır.
WHİLE DÖNGÜSÜ
Bir koşulun gerçekleşmesi durumunda belirli
işlemlerin tekrarlanması söz konusu ise while döngülerinden yararlanılır.
While döngüsünün çalışabilmesi için koşulun başlangıçta mutlaka doğru
olması gerekir.
DO - WHİLE
DÖNGÜSÜ
While döngüsü ile aynı mantıkla çalışır. Farkı,
koşulun döngü sonunda sınanmasıdır. Yani koşul sınanmadan döngüye girilir
ve döngü en az bir kez yürütülür. Koşul olumsuz ise döngüden sonraki
satıra geçilir.
FOR DÖNGÜSÜ
Programlama dillerinde while döngüsüyle birlikte en
çok kullanılan döngüdür. Temel olarak bir kod bloğunu belirli bir sayıda
ve üst üste çalıştırmak için kullanılır. Ancak döngü başlangıcında
kullanılan değişkene döngü içinde müdahale edilerek tekrar sayısı
değiştirilebilir.
BREAK DEYİMİ
Döngü işlemi devam ederken döngünün koşuluna bağlı
olmaksızın döngüden çıkılmasını sağlayan deyimdir. Döngü içinde bu deyime
sıra geldiğinde, break ardından döngü sonuna kadar olan tüm deyimler
atlanır ve döngüye bir sonraki adımdan itibaren devam edilir. Tüm döngü
türlerinde kullanılabilir. Kullanım biçimi aşağıdaki gibidir:
Break;
CONTİNUE
DEYİMİ
Bir döngüyü terk etmeden bir adımın atlanması söz
konusu olduğunda kullanılan deyimdir. Kullanım biçimi aşağıdaki gibidir:
Continue;
ASCII TABLO
Sembollerin sayısal karşılıklarını belirleyerek,
sayısal olmayan ya da alfabetik türdeki bilgiyi bilgisayarda temsil etmek
amacıyla kullanılan kodlama sistemlerinden en yaygın olarak kullanılanı
ASCII kodlama sistemidir. ASCII sözcüğü American Standart Code For
Information Interchange sözcüklerinin ilk harflerinden oluşan yapay bir
sözcüktür. ASCII kodlama sistemi her sembol için 8 bit kullanmaktadır.
Sekiz bit kullanarak 0 ila 255 rakamları ile toplam 256 adet sembol
temsil edilebilmektedir. ASCII kodlama sistemi 196 yılında tanımlanmıştır.
İŞARETCİ
NEDİR?
Programlama dillerinde bellek adreslerini saklayan
değişkenlere verilen genel isimdir. Bir programlama dilinde herhangi bir
değişkeni tanımladığınızda hafızada ona bir yer ayrılır. İşaretçiler bu
hafıza alanlarının adreslerini tutarlar.
BİTSEL OPERATÖRLER
Bit düzeyinde işlem yapan operatörler,
işlemcilerini ASCII, string veya tam sayı gibi sembolik karşılıklarıyla
değil de 32 bitlik düzende, sıfırlar ve birler olarak ele alır. Bütün
string ve sayısal değerler bir düzeyinde binary karşılıklar bulmaktadır.
Float ya da double türleri bu operatörlerle işleme sokulamazlar.
DEĞER
DÖNDÜRME
Genelde fonksiyonlar yaptıkları işin sonucu
hakkında bir değer döndürürler. Fonksiyon tanımlamasında aksi
belirtilmediği sürece fonksiyonların int tipinde değer döndürdükleri
kabul edilir. Eğer fonksiyonumuzun farklı tipte bir değer döndürmesini
istiyorsak fonksiyon tanımlamasında özel olarak bunu belirtmemiz
gerekmektedir. Şimdiye kadar fonksiyonların değer döndürebildiklerinden
ve bu değerin tipin belirlenebileceğinden bahsettik. Fakat bunun nasıl
yapılacağına değinmedik. Fonksiyonlar return anahtar kelimesi
aracılığıyla değer döndürürler. Program akışı sırasında return anahtar
kelimesine ulaşıldığında bu anahtar kelimeden sonra gelen değer veya
ifadenin değeri geri döndürülerek fonksiyondan çıkılır.
|
Yorumlar
Yorum Gönder